Der Transport des Hacer-ül Esved-Steins nach Istanbul

Osmanlı Cihan Devleti Dönemi’nde İslam dininde kutsal sayılan, cennetten indirildiğine inanılan ve ana parçası Kabe’de bulunan Hacer-ül Esved taşının 5 parçası İstanbul’a getirildi. Hacer-ül Esved’in Türkiye’deki en büyük parçası Kanuni Sultan Süleyman Türbesi’nde, 4 parçası ise Sokullu Mehmet Paşa Camii’nde bulunuyor.

Hacer-ül Esved Taşının Önemi ve Anlamı

Hacer-ül Esved, İslam alemi için önemli bir yere sahip olan bir taş. Arapça ‘kara taş’ anlamına gelmektedir. Bu adı da renginin siyaha yakın, koyu kırmızı rengi olması nedeniyle almıştır. İslam’da ‘cennetten indirildiğine’ inanılan ve Kabe’nin güney doğu köşesine yerleştirilen Hacer-ül Esved, dini açıdan büyük bir mukaddesiyete sahiptir.

Hacer-ül Esved Taşının Kabe Dışında Bulunan Parçaları

Kabe’de 16. yüzyılda gerçekleştirilen bakım ve onarım çalışmaları sırasında Hacer-ül Esved taşından düşen 5 parça İstanbul’a getirilmiştir. Bu parçaların Türkiye’deki en büyük parçası Kanuni Sultan Süleyman Türbesi’nde, diğer parçaları ise Sokullu Mehmet Paşa Camii’nde bulunmaktadır.

Hacer-ül Esved Taşının İstanbul’da Saklanması

Hacer-ül Esved taşları, Mimar Sinan’ın uzun uğraşları sonucunda İstanbul’da kalmıştır. Mimar Sinan bu taşlardan 4 tanesini Kadırga’daki Sokullu Mehmet Paşa Camii’ne, 1 tanesini ise Kanuni Sultan Süleyman Han Türbesi’nin girişindeki kemerin kilit taşına yerleştirmiştir. Bu taşların Kabe’den İstanbul’a getirilmesi, dönemin harem ağasının cezalandırılmasına neden olmuştur.

Hacer-ül Esved Taşı ve Ziyaretçileri

Sokullu Mehmet Paşa Camii cemaatinden Kemal Gözsüz, Hacer-ül Esved taşının Müslümanlar tarafından kutsal kabul edildiğini belirtiyor. Ziyaretçiler, taşı manevi bir kamera gibi görerek kendilerine şahitlik ettiğine inanırlar. Ziyaretçilerin taşa el sürme gibi bir görevi olmasa da, saygı göstererek salavat getirmeleri yaygındır. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü, taşın korunması için gerekli tedbirleri almıştır.